30 Ekim 2016 Pazar

Erkan Petekkaya'ya Sitem





     Daha önce de belirttiğim üzere yaz sezonunu Şarköy pazarında takı satarak geçirdik. Bu sayede hem esnaftan hem de müşterilerden bir çok kişi ile tanıştık bazılarıyla samimi olduk. Sezon sona erince bazıları ile seneye görüşmek üzere diyerek vedalaştık.


     Burada bu yıl karşılaştığım insan davranışlarından bahsetmek isteriz. Malum pazara gelen müşteriler çoğunlukla pazarlık yapma eğilimde oluyorlar. Kaç para şu kadara olmaz mı? Diye soruyorlar. En garibimize giden de 1 TL ye sattığımız bilekliklerin fiyatını öğrenip almayanlara şaşırdık acaba ucuz diye mi almadılar diye düşünüyoruz..  Bu açıdan şaşırdığımız üç müşterimiz oldu. İkisi Almanya’dan gelen Türk müşterimiz, Biri 47 TL ye 50 Lira diğeri de 28 TL ye 30 Lira ödeyip Para üstünü tüm ısrarımıza karşılık almadılar. Para üstü yerine takı vermemizi de kabul etmediler. El emeğine karşılığında bu ücretler az bile diyerek uzaklaştılar. Bir diğeri de erkek bilekliği istedi. Beğendiği modeli aldı fiyatının 1 TL olduğunu öğrenince olmaz buna 1 Lira az deyip 2 TL vererek gitti.     


      Bir akşam köy meydanında tezgah açtık. Gelen geçen hayırlı işler diliyor. Biraz ilerimize iki çip yanaştı, içinden kalabalık bir grup çıktı bizde müşteri olurlar umuduyla bekliyoruz. Önümüzden geçip lokantaya yemeğe gidecekler. Nitekim önümüzden geçiyorlardı ki içlerinden biri tanıdık bir sima çıktı. Eşimle birbirimize bakıştık, Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinin baş rol oyuncusu değil mi? diye fısıldadık. Kızımız İnternetten buldu. Erkan Petekkaya önümüzden geçiyor. Bizimle hiç ilgilenmediler. Hani bir kolay gelsin, Hayırlı İşler o da, yok. Lokantaya girdiler, az sonra Erkan Bey geri arabasına döndü yine bizim önümüzden bakmadan geçerek, sanki biz orada yok gibiydik. Arabadan bir şey alıp dönerken biz kendisini gözümüzle takip ediyoruz. Tezgaha 10-15 adım kala yan gözle bize bakıp hemen başını önüne eğip önüne baka baka geçip gitti. Herhalde selam versem borçlu çıkarım diye düşündü. Çok teessüf ederim. Bir selam verse beklide kendi elimizle yaptığımız tespihlerden birini hediye bile ederdik. Canımız sıkıldı. Kısa zaman içinde tezgahımızı toplayıp evin yolunu tuttuk.    

26 Ekim 2016 Çarşamba

Hatice Sultan Küpesi ve Kolyesinin Hikayesi

    
       Yaz Sezonunu hayırlısıyla kapattık. Bu sezon Takı Yap geçen yıla oranla hem tecrübe hem müşteri kapasitesi açısından verimli geçti. Daha sonra da paylaşmayı düşündüğümüz bazı anılarımızı buradan paylaşmayı düşünüyoruz.
    
       Bilmeyenler için belirtelim; biz yaz sezonunu Tekirdağ Şarköy İğdebağları köyünde geçiriyoruz. Şarköy’ümüzün yazın faaliyet gösteren 2 pazarı var. Salı ve Cuma kışın salı pazarı kapanıyor. Her iki pazarda tezgah açıyor ayrıca köyümüz İğdebağları meydanında da Cumartesi ve Pazar günleri tezgahımızı kuruyoruz. Kışın yaptığımız ve tamamen kendi el emeğimiz ürünlerimizi pazarlıyoruz. Tezgahımıza gelen müşterilerden aldığımız tepkiler bizi önümüzdeki sezon için daha da heveslendirdi. İstanbul’a döner dönmez kolları sıvadık. Müşterilerimizin talepleri ve bizi yönlendirmeleri ışığında en çok talep olan modellerin imalatına başladık.

Öncelikle çok talep alan bir kolyenin hikayesi oldu:
    
          Kolyeyi takip ettiğimiz bir siteden öğrenerek uyguladık. Bir Pazar günü köy meydanında satış yaparken bir bayan geldi ve kolyemizi çok beğenerek aldı, hemen boynuna taktı. Daha sonrada siz bunun küpesini de yapın dedi. O zamana kadar küpe yapıyorduk ama bu kolyenin küpesini yapmayı düşünmemiştik. Günün akşamında hemen küpeyi imalatını gerçekleştirdik. Aramızda da eğer o hanım gelir, küpeyi beğenirse küpeye onun ismini verebileceğimizi kararlaştırdık. Ertesi hafta hanım eşiyle arabasından inip doğrudan tezgahımıza geldi ve küpeyi sordu. Çok beğendi ve aldı. Bizde kendisine düşündüklerimizi ilettik. Çok memnun olacağını belirtti. İsmini öğrendik. Hatice. Biz Hatice Hanım kolyesi diye düşünüyorduk ki, köyün eşsiz manzarası eşliğinde yedikleri yemekten dönen Hatice Hanım bana arkadaşlarım “Hatice Sultan” derler isterseniz küpenin ismi “Hatice Sultan Küpesi” olsun, dedi. O günden sonra bu küpeden ve kolyesinden bahsederken Hatice Sultan Küpesi ve Kolyesi dedik. Hazırlayacağımız kataloğta da bu ismi kullanacağız.

    
        Bu hikayeyi de zaman zaman müşterilerimizle paylaştık. Bir gün başka bir hanım başa takılan kolye yapın benim adım Filiz ona da Filiz Kolye dersiniz dedi ama bu kolye bizim aklımızdan geçiyor olduğu için Filiz Hanıma aynı sözü veremedik. Ama sizin enteresan bir fikriniz olurda bizimle paylaşırsanız seve seve isminizi verir ve envanterimize alırız. Sevgilerimizle.